06.04.2017

Kendini Sev, Hayatını İyileştir ® Programı'nın Yapısı nasıldır?

Kendini Sev, Hayatını İyileştir® Programı (Heal Your Life®), sevgi bilincine uyandırdığı kalplerin, sevme/sevilme kapasitesini genişleterek, kişinin kendisine ve varoluşa dair derin bir anlayışa alan açar. Dünyamızda yaşamış kıymetli ruhsal öğretmenlerden biri olan Louise L. Hay tarafından geliştirilmiş ve uzun yıllar birlikte çalıştığı Psikolog Dr. Patricia J.Cane ve Rick Nichols tarafından devam ettirilen yapılandırılmış bir program olan bu çalışma, bugüne kadar milyonlarca insanın gerçek doğasıyla hizalanmalarına ve sevgi dolu bir şefkatle yaşamın zenginliğine açılmalarına rehber olmuştur.

 

Sorun olarak karşımıza çıkan durumlara baktığımızda “sorun” ender olarak gerçek sorundur. Yüzeyde bize kendini gösteren durumun derinlerine indiğimizde altından çoğu zaman “kendimizi sevmemek” çıkar. Bunu okuduğunuzda tam olarak ne hissettiğinizi gerçekten merak ediyorum. Belki onayladınız, belki de bu düşünce sizi rahatsız etti. İşte tam da burası...değiştirmeye istekli olabileceğiniz alan olabilir.

 

Nasıl olur da bir çok sorunun altından kendimizi sevmemek çıkabilir?

 

Kendimizi sürekli azarlıyoruz, eleştiriyoruz.

Ne yaparsak yapalım yetersiz hissediyoruz.

Kendimizi suçluyoruz.

Yaşamın kendisine güvenemiyoruz.

Geçmişimizin, acılarımızın ya da korkularımızın bizi yönetmesine izin veriyoruz.

Sağlıksız yiyeceklerle ya da bağımlılıklarla bedenimizi yıpratıyoruz.

Hakkımız olanı aramaktan çekiniyoruz.

Bize iyi geleceğini bilsek de bazı şeyleri sürekli erteliyoruz.

Bize değer vermeyen insanları hayatımızda tutuyoruz.

Karmaşanın hayatımızı yönetmesine izin veriyoruz.

Aynı döngüleri tekrar tekrar yaşıyoruz.

 

Kendimizi sevmekten bahsettiğimde çoğu zaman bunun bencillik ya da kendini beğenmişlik ile aynı kavram olduğunu varsayan güçlü bir inançtan gelen soruları duyarım. Halbuki kendimizi sevmek, kendimizi bilmek, kendimize saygı duymak ve varoluşumuzun her zerresine derin şükran duygusu hissetmektir. Kendimizi tam, bütün bir barlık olarak kabul edebilmenin değerini fark ederek yaşamaktır. Kendimizi sevdiğimizde yaşam önümüze ne getirirse getirsin, kendimize ve yaşama güveniriz. Bizi destekleyen içsel kaynaklarımızla kolayca buluşarak sayısız alternatifi fark edebilme kapasitemizi genişletiriz, bilinçli seçimler yaparız.

 

Daha iyi bir yaşam herkes için mümkün. "iyi" dediğimiz kavram her birimiz için de biricik. Ancak hayatımızı istediğimiz yönde değiştirmenin yolu düşünme biçimimizi, konuşma biçimimizi ve kendimizi ifade etme biçimimizi fark etmekle ve - eğer gerçekten istiyorsak değiştirmekle başlıyor. İnsanevladı için değişim bir parça korkuyu da içinde barındırır. Daha önce hiç karşılaşmadığımız, sistemimizin bilmediği bir durum karşısında işe yarasa da yaramasa da sistemimiz bizi anında rahatlık alanımızda olan eski kalıplarla hareket etmeye yönlendirir. Buna dair bir nörolojik yol zaten hali hazırda vardır. Öte yandan bizi yeni olasılıklarla buluşturan, bu bilinmeyen alana doğru attığımız adımlardır. İçerideki değişimler, evet, dış dünyamızda da değişimleri başlatıyor. 

 

Değişmenin pek çok yolu var. Peki, bu programa katıldığınızda hangi değişimleri davet edersiniz yaşamınıza?

 

Hayatınızın hangi aşamasında olursanız olun, “Artık kendimi ve varolan herşeyi sevmeyi, sevildiğmi hissetmeyi kendi potansiyelimi keşfederek, anlamlı ve tatmin edici bir hayatta varolmayı arzuluyorum” diyorsanız “değişmeye istekliyimkararını vermişsiniz demektir. 

 

Bu program boyunca arzu ettiğiniz değişime dair vizyonunuzu bir kristal berraklığında yaratmak; farkında olduğunuz ve olmadığınız ancak vizyonunuzu sabote edebilecek engellerinizi tanımlamak ve dönüştürmek üzere size yol gösterecek pratik ve güçlü yöntemleri öğrenirsiniz. Değişimin içinden güvenli adımlarla geçtiğiniz bu yolculuğun ardından sırtladığınız geçmişin yüklerinden özgürleşmiş, geleceğe doğru yenilenmiş ve içinden geçtiğiniz proseslerde öğrendiğiniz yaklaşımları yaşamınıza entegre ederek ilerlemeye devam edersiniz. Varlığınızdaki hediyeleri keşfederek, çevrenize ve dünyaya yapacağınız size özgü katkıyı fark etmenin sizin için değerini anlayarak farkındalığınızı derinleştirirsiniz. Bu programa özel hazırlanmış müzikler ve meditasyonlar aracılığıyla kendi derinliklerinize inmeniz kolaylaşır, potansiyelinizi harekete geçirirsiniz. Daha önce meditasyon deneyiminiz olmasına bile gerek yoktur. 

Çalışma sırasında beden ve zihin arasındaki bağ üzerinde de çalışırız. Louise L. Hay fiziksel rahatsızlıklar ile zihin arasındaki bağın önemine dikkat çeker. Hastalık olarak ortaya çıkan bir rahatsızlık, içeride süren bir mücadelenin varlığına işaret eder. Hayatta bazı şeyleri kaldırmakta zorlandığımızda genelde sıkça yaptığımız şey -beynin olumsuzluk önyargısı fonksiyonu nedeniyle- bize nahoş gelenlere odaklanmak olur. Bu halin altında yatan öğelere derinlemesine bakılmadığında ise hiç fark etmeden bizi desteklemeyen duygu ve düşünce kalıpları gitgide büyür ve içsel uyumumuz, dolayısıyla yaşamla uyumumuzun dengesi bozulmaya başlar. İçsel uyumun bozulması ise sonunda hastalıklara ya da bizi rahatsız eden deneyimlere davetiye çıkarır. Louise L. Hay, yıllar önce geçirdiği kanser hastalığından kendi yöntemlerini kullanarak tamamen iyileşmesiyle de, bu yöntemlere olan güvenini dile getirir. Tabi bu onun yolculuğu. Aynısını yaratmak değil, bize ilham olmasıdır burada esas olan.

 

Bu programa katılım için tek bir kriter var: “Değişmeye istekliyim. kararını vermek.


Yaşam, her daim değişiyor; istesek de istemesek de... Ancak yaşam ona baktığımız açıyı değiştirdiğimizde biz doğallığıyla dönüşüyoruz ve hayatımız dönüşmeye başlıyor. İnsanlığın şu dönemde karşı karşıya kaldığı en büyük zorlanmanın, en önemli parçasını yani kalbini ve gerçek öz doğasını işi dahil pek çok ortama girerken kapının dışında bırakmak zorundaymış gibi hissetmesi olduğunu düşünüyorum. Eksik parçalarımızla nasıl tam ve bütün olabiliriz? İnsan potansiyeline dair son yıllarda evrimden, genetiğe, nörobilime kadar pek çok alanda yapılan keşifler 150 yıldır geçerliliği olan bilimsel inançları tamamen değiştirdi. Biliyoruz ki bugüne kadar bize söylenenin aksine insanevladına dair gördüklerimiz henüz bilmediklerimizin çok küçük bir parçası. Şimdi tüm bu keşiflerin ışığında, beden, zihin ve ruh bütünlüğümüzle kendimizle ve dünyayla ilişkimize yeni gözlerle bakarak kendi hikayemizi yeniden yazmanın MÜMKÜN olduğunu düşünenlerdenim. Bir başka deyişle kendi gerçek hikayemizi yeni bir gözle keşfetmek. Kendimizi derinden tanıdığımızda, yaşam yolculuğunda yolumuza çıkan her duruma esnek bir şekilde yanıt veririz. Aynı anda pek çok olasılığı birden fark ederek bizi en çok destekleyen bilinçli seçimleri yapma özgürlüğünü deneyimleriz.

 

Kendini sev, Hayatını İyileştir® Programı sırasında ve sonrasında devam eden süreçte keşfettiğiniz içsel kaynaklarınızla hikayenizi yeniden görmeye EVET dersiniz.

 

Benim bu çalışma sırasındaki görevim ise Psikolog ve Koç şapkalarımın da desteğiyle açtığım güvenli farkındalık alanında bu çalışmaya özel güçlü yöntemleri kullanarak her bir katılımcıya kendi iyileşme kapasitesini yansıtmaktır. Travmaya duyarlı bir yaklaşımla açtığım bu güvenli alanda kendinizi açıklıkla -ve istediğiniz kadarıyla- ortaya koymanıza destek olurken, tüm süreç boyunca geçtiğiniz her aşamada her adımda size, sizin hızınızla eşlik ederim. Bugüne kadar pek çok insana, kendilerini tanıma yolculuklarına eşlik ettim, halen de etmeye devam ediyorum. Ben de sevgi yolunda yürümeye adanmış biri olarak, dünyamızın sevgiyle varolmasına katkı sağlayabilmek, kalpten niyetim. Düşünsenize, bebekliğimizdeki kendimizi koşullardan özgür saf bir şekilde sever halimizin yaşam boyu devam ettiğini...

 

Verdiğim hizmetin en güzel parçası olan kendimi katman katman tanımanın değeri ve bu yolculukta attığım adımlar benim için yemek yemek, su içmek gibi. Bu programın kendi hayatımda açtıklarına dair geçtiğim yolculuğun izlerini sizinle paylaşmak isterim.

 

Büyük değişimler yaşadığım bir dönemde bir boyun ameliyatı geçirmiş; ardından gelen uzun bir iyileşme dönemi yaşamıştım. Tedavi tamamlanmıştı ancak fizyolojik olarak hiçbir neden olmamasına rağmen geçmeyen boyun ağrıları ve boyun tutulmalarının nedenlerini araştırmaya başlamıştım. Tam o dönemlerde Louise L. Hay ve  öğretileriyle tanıştım. Heyecanla 2 günlük çalışmaya katıldım. Bu çalışmaya katılmamın en büyük faydası ise yaşamımdaki her alana yeni bir gözle baktığımdan o güne kadar fark etmediğim fakat beni geride tutan ya da sıkışmış hissetmeme neden olan duygu ve düşünce kalıplarımla karşılaştım. İtiraf edeyim, bazılarıyla karşılaşmak epey şaşırtmıştı. Sevginin merkezinde, dengenin esas olduğu bu yolculukta öğrendiğim, bir yere varmanın da ötesinde, hayatımı dengeli bir şekilde yaşamak için kendimi saf ve koşullandırmalardan arındırılmış bir sevgiyle desteklemenin değerini fark etmek oldu. Çocukluğuma, ergenliğime, ebeveynlerimle olan ilişkime ve sonraki yaşlarıma bu pencereden baktığımda o günlerde oluşturduğum düşünce yapılarının beni nasıl etkilediğini fark ettim. Beni destekleyen yeni anlayışlar yarattım. Kendimle yeniden kurduğum sevgi bağı, fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal alanlarıma olumlu bir şekilde yansıdı. Boyun ağrılarının bana işaret ettiği düşünce kalıplarına odaklanmamın sonucunda, bakış açımı değiştirme esnekliğinin güvenini deneyimlemeye başladım. Yaşamdaki alternatiflerimi içinde bulunduğum anda yaratabilmenin esnekliği ve güveni karşılaştığım her türlü duruma rahatla adapte olmamı sağladı. Yaşamla başka türlü bir dans başladı...

Bu programa kendini tanıma yolculuğundaki her seviyeden kişi katılabilir. Her katılımcı tam anlamıyla bireysel bir deneyim yaşar. Karmaşık ve katman katman olan insan yapısının hayatın çok boyutlu dinamikleri ile birleştiği noktada her katılımcı için her zaman kendi üzerinde odaklanacacağı farklı bir seviye bulunmaktadır. Katılım için kişinin zor bir dönemden geçiyor olması ya da hayatının çok yolunda olması da belirleyici faktörler değildir. İnsan, doğası itibariyle katman katmandır ve gelişim bu katmanlarda deneyimlediklerimizle gelen farkındalıktır.

Sevgi anlayışımız çocukken ailemiz ve ilk yıllarımızdaki bakım verenlerimizden modelleyerek yerleşiyor. Bunun etkilerinden biri de yetişkinlikte ilişkilerimizin içinde sevgiyi alma ve verme dengesinde zorlanmalarımız oluyor. Ancak sistematik bir yaklaşımla öz-sevgi yeniden öğrenilebilir, keşfedilebilir. Her gün kendimiz için yeniden doğarak ve minik adımlarla yol alarak.


Bu çalışma bir grup terapisi değildir. Bununla birlikte Psikoloji geçmişim ve Somatik Deneyimleme® yaklaşımından aldığım destekle travmaya duyarlı bir tavırla sunduğum Programın tüm içeriğini/teorik bilgisini, bu konu çerçevesindeki bilimsel araştırmalar ve kadim bilgelikler ile harmanlayarak, sevgi yolunda yürümeye adanmış biri olarak paylaşıyorum. Program boyunca geçmişten getirdiğimiz hassasiyetleri/yaraları/yükleri proseslerken, içsel kaynaklarımızdan destek alırız.

Yol boyunca farkındalık derinleştikçe ve içgörü arttıkça bedenin içinde güvenli hissetme ve yaşamda olanı olduğu şekliyle kabule yer açılır.

Programı tamamlayan katılımcılara program sonunda uluslararası geçerliliği olan bir sertifika verilir. Böylece “Kendini Sev, Hayatını İyileştir ®” (Heal Your Life®) Atölye lideri olmanın ön koşulunu sağlayan bu belge ile Türkiye dahil dünyada birçok ülkede verilen eğitici eğitimine katılmanız mümkün olmaktadır.


Kendini tanıma yolculuğu ömürlük bir yol.

 

Merak ediyorum:

 

“Bu gücün farkındalığıyla size verilen en güzel hediye olan hayatınızı, özünüzün ifadesi olan sevgi bilincinin rehberliğinde yaşamak acaba nasıl olurdu?

 

Sevgimle,
Hülya Ayav



Not: Güncel program duyurular için, instagram Hulya_Ayav adresinden ya da blog sayfamızdan takip edebilir,  info@morpheusgelisim.com adresine yazarak detaylı bilgiler ve ödeme planlarına dair bilgi alabilirsiniz.